Ağlıyorum…
Ağla şimdi…
Ağla şimdi…
Ağla şimdi…
Ölüm bataryaları sarmış ufkunu
Barınakların çökertilmiş
Bütün sokakların namlu ağzı…
Duvarlardan ağzı geçiyor ateşkes sonrası yangınların
Kampların kapısında kuşatılmışsın
Silah çatmış, pusuya durmuş düşman
Üçayaklılar, yeşil bereli gölgeni tarıyor
Ayağını sürüyerek uzaklaşıyor, gecenin içinden bir partizan.
Göğsünde al gelinciklerle ağılı bir kurşun değiyor
Vuruluyor ondokuzunda ana, kız kardeşin
Gül ağzına bebesinin, kan boşanıyor süt damarlarından
Yüreğin mülteci barikatlarından almış rengini
Sürgün mevsimidir, yurt tuttuğun her iklim
Sularına ölümcül ağılar akıtılır
Salgınlar basar sığınaklarını
Yüreğin mülteci barikatlarından almış rengini
İki bahar göremezsin aynı ırmağın aynı kıyıda çağıldadığını
Aynı tarlada ikinci kez yeşermez su verdiğin başak
Göçmen kartalın kanatların yaralı
Aşağılanır, horlanır vurulursun da sen
Yurdun bu “kibya tezaatar karantina”
Bir uçtan bir uca yurdun bu…
Alnından eksilmeyen kanla serince şafak mı olur?
Kuş uçmaz kuşluk vakti
Ya da mor ışıkla sahnelenirken akşam
Silahlarına el konulur, kovulursun ana toprağından…
Dağıtılır müfrezelerin, silahlarına el konulur
Sen bir mülteci karanfil çatkınının kıyısında
İlk göçten bu yana bozgun, ilk göçten bu yana utkun, bir şivil
Karagözleriyle omuzlar arta kalmış silahlarını
İncecik bir kum tanesidir kayar ayaklarının altında göç yolu
Saçların desen sahra rüzgârıdır
Gözlerine yıkılır dumanlar içinde suretin kentin, göçersin…
Limana inen caddeler boyunca hınçla söylenir veda türküsü
Hoşça kal ardında gebe karın ağlar, nişanlın toprak tenli anan sevgilin
Nereye bıraksan oraya bir barikatlar öreni
Ağlar ardından tarakalarla “Lavilla martiv”
Yüreğin mülteci barikatlarından almış rengini
Kıyımlarla ölmeyen çelik Filistinli kardeşim
Öfke, böylesine ayaklanırken içimde, nasıl bağdaştırayım gözlerimi ışıltıcı bir bozgunu
Daha seninle kuşluk sarayın merdivenlerinden çıkacağız
Uzun yürüyüşlere çıkacağız daha seninle
Uzun yürüyüşlere çıkacağız daha seninle
Kardeşçe bölüşüp acıları bir Bikoru’dan Akdeniz’den Şeria'ya
Omuz başlarında sürgün halkların
Yüreğim göçmen kartalım
Yüreğim göçmen kartalım
Kıyımlardan dönüyorsun yine
Ağır yaralarınla diretmişliğinle utkun
Mehmet Özer - Kalbimizin doğusu Filistin
Adalılar - Bir Halk
Bir çığlık koptu şarapnelle parçalanan
Bebemin ta yüreğinden bir haykırış
Bir gül daha ektim toprağa
Bağrından Filistinin
İşledim silahımın kabzasına bir gül daha
Kanla çizilmesi kaderimizin ilk değil
Etten, kemikten barikatlar
İlk değil canim, ilk değilBiz halkız, biz yeşerip yitenleri
Yitip yeşerenleri ile bir halkız
Bebemin ta yüreğinden bir haykırış
Bir gül daha ektim toprağa
Bağrından Filistinin
İşledim silahımın kabzasına bir gül daha
İlk değil, işkencede mapuslarda kalan biziz
Darağacında ölen biziz
Bir gideriz bin geliriz
Yitip yeşerenleri ile bir 'halkız'
FİLİSTİN !FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN!FİLİSTİN !FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN!FİLİSTİN !FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN!FİLİSTİN !FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN !
FİLİSTİN !FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN!FİLİSTİN !FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN!FİLİSTİN !FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN!FİLİSTİN !FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN! FİLİSTİN !FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN ! FİLİSTİN !
Çok kötü günlermiş gibi en genç zamanlar,bu zulüm bu sevda bitmezmiş sevmekbir halkı sevmekse aşk o zaman sevmekmiş!(biz bir şeyi delicesine severiz ama tanrım neyi?)
Ve Filistin.. En derin sızı! “Filistin’i biraz daha sıkıştırdım derime.” “Önünde hep Akdeniz’in Filistin kıyıları.” Kıyıları Filistin kıyısı kılmak her gönle düşmez…
“Bazen başımı ayrı mı taşısam, diye de düşündüğüm oluyor; çünkü, aşırı gürültüyle dolu içi.” “Düş de olmasa ne yapardık.” diyecek kadar da içim gibi…
Yanakları ıslak perdeleri, kıyıları sızısı olan denizleri, kelime şöleni geceleri, hızdan çekinip yaşamaya yürümek tercihi, yer sıkıntısından biriken gözyaşları, derisine sinen direnişi ...
Yâ Rabb, ne ola olsam yâranı ehl-i derdin
Erse bana da lütf û ihsânı ehl-i derdin
Erse bana da lütf û ihsânı ehl-i derdin
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder